31 Temmuz 2011 Pazar

kadın aklı, erkek aklı..

acaba kadın ve erkeği de siyah ve beyaz gibi zıt olarak algılayabilir miyiz ? 
belki bilimsel olarak pek değil, belki iki cins de karşılıklı birbirlerinin hormonlarından az da olsa taşır tam olarak zıt değildirler ama düşünce yapısı olarak biri zifiri karanlıkken diğeri bulutlar kadar beyaz denebilir. kadın duygusaldır zaten o yüzden de genelde ikili ilişkilerde aklını rafa kaldırır (acaba sarışınlar kadınların en duygusal olanları mı, o yüzden mi aptal derler.. ? ) fakat erkek genelde duygusal değildir ilişkilerde aklını daima iyi kullanır. belki de bu yüzdendir ki ilişkilerin mutlu olup rahat takılan tarafları genelde erkeklerdir.. onlara bu rahatlığı veren de biziz aslında. eskiye göre değişen o kadar çok şey var ki kadın ve erkeğin düşünce yapısında.. bir kaç yıl öncesine kadar bile kızlar kaçar erkekler kovalardı, zor olan kıymetli olurdu ne bileyim öylesi sevilirdi işte. ama şimdi durum tam aksi, erkekler kaçıyor kızlar kovalıyor resmen. tamam, tam olarak öyle olmasa da artık kaçan kızların kovalanmasının saçma bulunduğu bir ortamda yaşadığımız mutlak. eh yüz vereni o kadar çok olduktan sonra ben olsam ben de kovalamazdım. (keşke erkek olsaymışım zaten hayat erkeklere güzel artık.. ). tabii isyan etmemek gerek bir bayan olmanın da belli incelikleri vardır elbet, sevip sevilen bir kadından daha tatlı dillisini daha güler yüzlüsünü hiç bir yerde bulamazsınız.. önceden de demiştim ya aklımız başka türlü çalışıyor aşıkken duygularımız esir alıyor işte mantığımızı doğal olarak ruhumuz okşanırsa   duygularımız gülmemizi emrediyor ve gülümsüyoruz, gururumuz incinirse duygularımız geriliyor geriliyor gerildikçe canımız yanıyor ve ağlıyoruz.. çok şey istiyoruz evet sürekli pof poflanmak, zaten zıtlık da buradan çıkıyor ya, erkekler rahatına düşkün yaşıyor duygusallıktan genelde biraz daha uzak yaşıyor kadınsa tam göbeğinde, beklentilerini alamayan kadın aksilik yaratıyor ve kadının duyguları karşı cinsi de geriyor. kadınların aklı o aşık zamanlarında biraz yerinde olabilse ( ki genelde cicim aylarından sonra yavaş yavaş gelmeye de başlar ama intikam ya da rekabet adıyla..) belki 'anlayış' denilen kavramı geliştirebilirler ruhunu okşamayan adamın kafasına futbol topu atarak karşılık vermek sorunları çözebilir belki.. he bir de erkeklerin aşka kendilerini bırakıp duygusal yaşamaya alışmaları var, onlar da sınırlarını bilmiyorlar işte ya çok kaptırıyorlar ya da  hiç ( çok kaptıranı da makbul değildir kadın aklına uymuyor.. :) )... 
belki bir gün iki taraf da bu durumun ortasını bulup yaşamaya alışır.. ama ben eminim ki o zaman kadın aklı, erkek aklı diye bir şey olmaz dünya kadının aklına kalır, o da bir nevi kıyamet alameti sayılabilir.. :)